Cumhuriyet Halk Partisi Balıkesir Milletvekili Aday Adayı olduğunu açıklayan Hazal Saraçoğlu, gençlerin siyasette söz sahibi olması gerektiğine dikkat çekerek “Umudumuz var. Birlikte başaracağız.” dedi.
2023 Genel Seçimleri öncesinde milletvekili aday adayları açıklanmaya başladı. Başarılı genç müzik öğretmeni Hazal Saraçoğlu ise Balıkesir Cumhuriyet Halk Partisi Milletvekili aday adayları arasında yer alıyor. Bandırma’daki bir özel okulda müzik öğretmenliği yapan 1992 doğumlu Saraçoğlu, kendini tanıtarak siyaset arenasına nasıl atıldığından bahsetti. Küçük yaşlardan itibaren sanata ilgi duyduğunu söyleyen genç siyasetçi, “8 yaşında caddeden gitarla geçen tek tük çocuklardan biri de bendim. Ailemin çevresinde müzik öğretmenleri vardı. Babamın da annemin de sesi çok güzeldir. Dolayısıyla hep müzikle iç içeydim. 8 yaşındayken okuma yazmayı öğrendikten sonra müzik öğretmenlerim beni teşvik etti. Böylelikle müziğe kendimi adamaya başladım. Daha o zamandan hem edebiyat hem de müzikle ilgileniyordum. 11 yaşında bir kitap yazdım. Baskıya göndermedik ama kendimizde basılı hali var. Hatta ismi de ‘Hayatımı Arıyorum’. Müzikle ilgilenen bir gencin hayat hikayesini anlatan bir roman.” dedi.
Bursa’da Zeki Müren Güzel Sanatlar Lisesi’nde keman eğitimine başlayan Saraçoğlu, yeteneğinin keşfedilmesiyle yurt dışında eğitim alma fırsatı yakaladığını söyledi. Saraçoğlu, “Piyano ve kemanda ilerledim. Ödüller aldık, koro festivallerine katıldık.” dedi. 16 yaşında Türkiye’de seçilen 3 enstrümanistten biri olarak Almanya’daki gençlik senfoni orkestralarına gönderilen Saraçoğlu, “Almanya’da, Fransa’da çeşitli diğer ülkelerde konser verme fırsatım oldu. Yurt dışına ilk kez lise 2’de kardeş okul projesi ile gitmiştim. Almanya’da Berlin, Rathenow ve Darmstadt’da ve Fransa’da konser verdik. Bu sırada benim keman çalışmalarım devam ediyordu. Yerel televizyonlarda keman çalmak için okul tarafından görevlendirildiğim de oldu. Bu aktiflik beni üniversitede öğrenci başkanlığına itti. Uludağ Üniversitesi’nde müzik öğretmenliği bölümü okudum. Öğrenci başkanlığına seçildim. Üniversitede de keman ve piyanoya devam ettim.” dedi. Yüksek lisans eğitimine Uludağ Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsünde başlayan Saraçoğlu, okul tarafından daha iyi bir eğitim alabilmek amacıyla İtalya’ya gönderildiğini belirterek “İtalya’da bir barok orkestrasında çaldım. Hatta Vatikan’da papaların olduğu bir seminerde keman çalma fırsatı elde ettim.” dedi.
MÜZİK TARİHİNDE YENİ BİR DÖNEM
İtalya’da kaldığı süre boyunca 9 ülke gezme şansı elde eden Saraçoğlu, aldığı dersler ve seminerlerin ardından Türkiye’de müzik eğitimi alanında müzik tarihi eğitimine dair bir yaklaşım olmaması üzerine İkonografi alanı üzerine tez çalışması yürüterek eğitime yeni bir boyut kazandırdığını şu sözlerle aktardı:
Kendimi geliştirmek için seminerlere katılıp gittiğim yerlerin eğitim sistemlerini inceledim. İkonografi diye bir alanla tanıştım. Erwin Panofsky’nin hazırlamış olduğu bir yöntemi enine boyuna araştırarak Türkiye’ye getirdim ve müzik tarihi eğitimi üzerine bir tez hazırladım. Baktım ki Türkiye eğitim sisteminde müzik eğitimi alanında müzik tarihi eğitimine dair bir yaklaşım yok. Kimse müzik tarihi öğretirken nasıl bir yöntem uygulayacağını bilmiyor. Dolayısıyla herhangi bir yazılı yöntemimiz yok. Ben bunu yöntemleştirerek Avrupa’dan Türkiye’ye getirdim. Türk eğitim sistemine kazandırmış oldum.
“BANDIRMA’DAKİ KÜLTÜR VE SANAT FAALİYETLERİ GÜZEL AMA YETERSİZ”
Farklı kültürleri tanımanın çok önemli olduğunu savunan Saraçoğlu, Bandırma’daki kültür ve sanat faaliyetleri hakkında da konuştu. Saraçoğlu “Hem Bandırma’da hem Türkiye’de biz pek yaşamayı bilmiyoruz. Biz hayatta kalıyoruz. Öğretmen olduğum için pek çok aileyi tanıma fırsatım oluyor. Hem Türkiye’de hem başka ülkelerde. İster istemez karşılaştırma yapıyorum. Ben o yüzden öğrencilerime hep söylerim. Sadece Türk kültürüyle kalmayın. Gidin Japon kültürünü öğrenin, Danimarka’da insanlar nasıl yaşıyor ona da bakın, Kazakistan’daki Türkler nasıl yaşıyor öğrenin. Kültür sanat faaliyetlerimiz çok kısıtlı. Dışarı çıktığımız zaman sadece kafeye çıkıp oturabiliyoruz. Daha insanca yaşayabilmemiz için daha çok tiyatro, daha çok konser. Bandırma’da birkaç gün önce sinema günleri düzenlendi. Çok tasvip ettiğim bir etkinlikti. Ama yeterli değil.” dedi.
“ÜLKEMİZDEN GİDEN GENÇLERİ GETİRMEK İÇİN SİYASET SAHNESİNE ÇIKTIM”
Ülkenin olumsuz gidişatına dur demek amacıyla kollarını sıvayarak siyasete girmeye karar verdiğini açıklayan Saraçoğlu, Türkiye’deki şartlardan dolayı yurt dışına giden gençleri geri getirmek istediğini bile getirdi. Saraçoğlu, “Küçük yaştan itibaren başka ülkelerdeki yaşam tarzlarını görmeye başladığım için ülkenin bu durumu hoşuma gitmemeye başladı. Bu durumu nasıl düzeltebilirim diye düşünmeye başladım. Benimle aynı eğitimi alan, aynı yerlerde çalışan arkadaşlarım yurt dışına gitmeye başladı. Yurt dışına giden ya da orada bir yaşam sürmek isteyen gençleri buraya getirmek için elimden gelenin en iyisini yapmak için ben de siyaset sahnesine çıkmayı tercih ettim. İki dönemdir siyasete girmeyi düşünüyordum ama bu dönem karar verdim.” diye konuştu.
“SİYASETTE GENÇLERE AİLE DESTEĞİ ÖNEMLİ”
Her kesimden siyasetçinin arkasında önce ailesinin olması gerektiğini vurgulayan Saraçoğlu “Ben siyasete girmeye karar verdiğimde bu durumu ilk ailemle paylaştım. Bunun için aile olarak fedakarlık yapmamız gerekiyor. Çünkü işin ekonomik boyutu var ve Türkiye’de ekonomisi iyi olan bir ülke değil.” dedi. Gençlerin ülkenin ekonomisinden dolayı üniversite okurken bile zorlandığının altını çizen Saraçoğlu, siyasete girmek isteyen gençlerin desteklenmesi gerektiğini şu sözlerle aktardı:
Üniversitede okuyup geçinmeye çalışan bir genç siyasete girerken zorlanır. Ailesi ne kadar destek verebilir? O yüzden biz siyasete atılabilenler olarak, siyasete girmeye çekinenleri, imkan bulamayanları desteklemeliyiz.
“KADROLAŞMA VE EGOLAR YÜZÜNDEN GENÇLER SİYASETTE YER BULAMIYOR”
Mevcut sistemde siyasi kariyerlerini yürüten kişilerin egolarından dolayı gençlerin siyasete atılmadığını gözlemleyen Saraçoğlu “Bazı kişiler egolarından dolayı gençlerin önünü açmıyor. Çekilmedikleri için de gençler bir yerlere gelmek için çırpınıyor. Biz neden bir şeyler yapamıyoruz? Çünkü kadrolaşma yapanlar bizim elimizden rahatça tutmuyor. Onlar gençlerin elinden tutarsa, gençlerde bir şeyler yapabilir.” dedi. Kendi siyasi hayatında gençleri destekleyeceğinin önlemle altını çizen Saraçoğlu “Siyaset egonun kurbanı olabileceğiniz değişik bir yer. Ben bunu yapmayacağım. Bu yüzden kendimle konuşuyorum ve sık sık bu konuda da kendimi geliştiriyorum. Bununla ilgili pek çok kitap okuyup araştırma yaptım. Kendimi telkin ediyorum. Ben yarın öbür gün milletvekili olduğumda neden gençlerin elinden tutup desteklemeyeyim? Zamanı geldiğinde bende birçok gencin elinden tutarak ışık olacağıma inanıyorum.” diye konuştu.
“MUHTAÇ OLDUĞUMUZ KUDRET DAMARLARIMIZDAKİ ASİL KANDA MEVCUT”
Sözlerini bitirirken Türkiye’nin geleceğinin gençlerin özgürlüğüne, eğitimine, yaratıcılığına ve vizyonuna bağlı olduğunu söyleyerek Türkiye’deki eğitim sistemine, sanata katkıda bulunmak istediğini ifade eden Saraçoğlu, “Türkiye’ye katkıda bulunmak istiyorum. Ama kendi bölgem için de çok çalışacağım. Güçlü olmak gerekiyor. Biz gençler hala ölmedik. Umudumuz var. Umut biterse hayatımız biter. Başka bir ülkeye gidiyor olabiliriz ancak bu dönemeyeceğimiz anlamına gelmiyor. Burası bizim ülkemiz. Türk eğitim sistemi biraz milliyetçi bir yapıdadır. Biz tarihimizi çok iyi bilen insanlarız. Yurt dışından Türkiye’ye gelip Türkiye’yi kurtarabilecek zekada ve yetenekte gençlerimiz var. Bu gençler neden geri dönmesin? Umarım gençler daha fazla siyasete katılır. Çünkü emin olun muhtaç olduğumuz kudret damarlarımızdaki asil kanda mevcut. Hepimiz başarabiliriz. Hep birlikte başaracağız.” şeklinde konuştu.
Haber: Belit Pektezel