Hayat gerçekten zor, bazılarımız için çok daha fazla zor…
Kimimiz çocukken kurduğu hayallere ulaştı, kimimizin ise hayat planları yolunda gitmedi.
Ama her iki taraf için de geçerli olan tek bir gerçek var ki; o da başarı kimseyi tatmin etmiyor ve mutluluk kimseye yetmiyor.
Hayatın zorlukları kimimizi mücadeleye, kimimizi ise pes etmeye itiyor. Zorlukların insanları yalnızlaştırdığı gerçeği inkar edilemez ve insan da tabiatı gereği yalnız yaşayamaz.
Yalnızlık ve mutsuzluk… Tam bir kısır döngü. Birbirine sebep, birbirinin sonucu olan iki kavram…
Yalnız ve mutsuz insanlığın imdadına bu noktada internet yetişti ve hayatımıza sosyal medya denen şey girdi. Adı her ne kadar “sosyal medya” olsa da, sosyallikten tamamen uzaklaştık ve asosyal bireylere dönüştük… Yalnızdık ama yüzlerce takipçimiz oldu, mutsuzduk ama mutlu pozlarla profil akışımızı şenlendirdik.
Elimizden düşürmediğimiz yeni oyuncaklarımız başlarda sadece gençleri etkisi altına alsa da pandemi sürecinde hedefi X kuşağı oldu ve hedefine de ulaştı. Herkesin evine kapandığı bu günlerde bu krizi başarıya dönüştürüp hepimizi birer bağımlı haline getirmek çok da zor olmadı.
Tüm hayatımız sosyal medyadan ibaret artık. Yaptığımız her şey, yediğimiz her yemek, gittiğimiz her yer artık bir tık ile takipçilerimize sunuluyor.
Bazılarımız bu durumu paraya çevirecek kadar zekiydi ve kolay yoldan para kazanabilmeyi amaç edinen, özenti, tembel bir kitleyi peşinden sürükledi. Bir çok gencin hayat ve kariyer ile ilgili hayal kırıklığına yeni bir hayal kırıklığı ekletti.
Gerçekte daha da yalnızlaştığımızı ve mutsuzlaştığımızı farketmek ise biraz zaman aldı. Bazı ülkeler bu bağımlılığı resmen bir sorun olarak tanımaya ve tedavi kliniklerini faaliyete geçirmeye başladı.
Bu bağımlılık tıpkı uyuşturucular gibi. Kısa zamanda insanları uyuşturup etkisi altına alıyor ve bağımlı hale getiriyor. Belki de uyuşturucu ve internet patronlarının müşterilerine “kullanıcı / user” demesinin sebebinin altında yatan gerçek de bu…
Her iki türdeki kullanıcının da doz aşımında aynı etkiyi göstermesi de tuhaf bir tesadüf olsa gerek. Fiziksel ağrılar, kilo alma, uyku sorunu, depresyon, kaygı, sosyal izolasyon, saldırganlık, ruh hali değişimleri…
Her ikisi de beyni ve davranışları etkiler… Her ikisinin kullanıcısı da, ona zarar verdiğinin bilincinde olsa dahi, kullanma dürtüsüne karşı koyamaz ve kurtulması çok zordur.
Ağzına sağlık çok doğru yazmışsın ablacım 👊🏻