İklim krizi ve çevre sorunlarına dikkat çekildi

Haberi sosyal medyada paylaşın!

5 Haziran Dünya Çevre Günü dolayısıyla Güney Marmara Dayanışması ve Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Ekoloji ve Yaşam Topluluğu’nu temsilen Rabia Temel, önemli açıklamalarda bulundu.

Dünya Çevre Günü’nün 1972 yılından beri kutlandığını belirterek, insanlığın tarih boyunca doğanın döngülerine büyük önem verdiğini ve bu döngüleri çeşitli ritüellerle kutladığını vurgulayan Temel, günümüzde iklim değişikliklerinin doğal yaşamı tehdit eder hale geldiğine dikkat çekti. Temel, “İklim krizi, yarattığı yaşamsal yıkımlarla başı çeken yakıcı bir soruna dönüşmüş ve nihayet dünyanın dikkatini çekmeyi başarmıştır. Elbette bu, yerkürede yaşanan ilk iklim değişikliği değildir. Ancak şu anda yaşadığımız boyutta değişiklikler en az 25 milyon yıldır görülmemiştir. Dünya genelinde konuya dair mücadelede adımlar atılmış olsa da, bu adımların hızı ve kapsamı henüz yeterli olamamıştır.” dedi.

Kapitalist üretim sisteminin doğa ve canlı yaşamına yönelik saldırılarının giderek daha görünür hale geldiğini belirten Temel, şu şekilde konuştu:
“Kapitalist üretimin doğa ve canlı yaşamına saldırısı bu denli görünür durumdayken, bu sömürü sisteminin temel dinamiği ülkelerin Dünya Çevre Günü’nde iki yüzlü açıklamalarına tanık oluyoruz. Daha büyük kârlar uğruna atmosfer, denizler, ormanlar, topraklar hunharca kirletilip, yok ediliyor. Rant uğruna yağmalanıyor. Atmosferdeki sera gazı salınımının neredeyse tamamını büyük kapitalist tekeller yapıyor. Çevre kirliliği nedenlerini yalnızca plastik, deodorant ve benzeri şeylerle bireysel kullanıma indirgeyerek, emperyalist kapitalist sistem gerçek yüzünü hepimizden gizlemeye çalışıyor.”

Temel, küresel ısınmanıninsanlık ve diğer canlılar için ciddi bir tehdit oluşturduğunu ifade ederek “Küresel ısınma, 4 milyar yılı kalmış orta yaşlı bir gezegen olarak dünyanın ve doğasının umurunda olmaz. Dünya ısınır da soğur da. 10 bin yıl kavrulmayı ya da 20 bin yıl buz altında kalmayı sorun etmez. Yani küresel ısınma mı var, önlemenin yolunu bulmalıyız. Bu ormanları koruyarak olacaksa, en kolay çözüm buysa, o halde ormanları korumalıyız. Isınıyorsa soğutmanın yolunu bulmalıyız. Hayatta kalabilmemiz için bu şart. Buzullar eriyip, okyanus 6-7 metre yükselirse yaşamamız mümkün değil. Aç kalırız. Kırılırız. Şimdi doğa katliam mı yapmış oldu? Hayır! İnsan ırkı ve diğer canlılar için son oldu. Hepsi bu olur. Doğa için önemli değiliz. Bakmamız gereken yer, okyanuslar 20 metre yükselince yaşayacak bir sınıf varsa hayata onlar devam eder. Yerküre üzerinde gemiye binemeyeceklerin öncelikle bunu kavramaları gerekiyor.”dedi.

Anayasanın 56. maddesine atıfta bulunan Temel, herkesin sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahip olduğunu ve çevreyi korumanın devlet ve vatandaşların ortak görevi olduğunu hatırlattı. Ayrıca, sokak hayvanlarının da çevrenin bir parçası olduğunu ve onların refahı için de adımlar atılması gerektiğini vurgulayan Temel, “Bu günlerde gündemimizde olan sokak köpekleri ve diğer sokak hayvanları, çevrenin bir parçasıdır, onların refahı da çevre koruma çabalarının bir parçası olmalıdır. Sokak köpeklerinin bakımı, sağlığı ve refahı için de adımlar atılmalıdır. Sokak hayvanlarına yönelik hayvan dostu politikalar ve koruma projeleri, hem çevreyle uyumlu bir yaşam hem de toplumsal sorumluluğun yerine getirilmesi bakımından önemlidir. Bu nedenle, çevre koruma çabalarının sokak köpekleri ve diğer sokak hayvanları için de genişletilmesi gerekmektedir.”

Konuşmasında Ortadoğu’daki emperyalist ve siyonist saldırganlıklara da değinen Temel, Filistin’deki insanlık dramına dikkat çekerek herkesin sorunu olduğunu belirtti. Temel,”Ortadoğu’da emperyalist ve siyonist saldırganlık Filistin üzerinde bir insanlık dramı yaratıyor. Emperyalizmin, siyonizmin ve despotizmin en uç örneklerinden biridir. Konuya din temelli yaklaşmak, bu dramı görmezden gelmek olur ki, bu da insanlık suçudur. Eskiden, Filistin solun sorunuydu. Birçok kafası çalışan insanın mücadelede dayanışma gösterdiği bir konuydu. Ne zaman gericilerin ilgi odağına girdi? Sistemin nasıl çalıştığını kavramak, yerkürede yaşanan tüm yıkımların ve dramların çözümüne daha kısa yoldan ulaşmamızda efektif sonuç getirecektir.” şeklinde konuştu.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir