Eğitim-Sen’den MEB’e 1. dönem notu

Haberi sosyal medyada paylaşın!

Eğitim Sen, “2022-2023 Eğitim Öğretim Yılı 1. Yarıyılında Eğitimin Durumu” hakkında hazırladıkları raporu paylaşarak MEB’i eleştirdi.

Eğitim-Sen, sona eren 2022-2023 1. yarıyılı için Milli Eğitim Bakanlığı’na karne verdi. Yayınlanan karnede, Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer’e “sıfır” notu uygun görüldü. Türkiye’de eğitim sisteminin uzun süredir ciddi sorunlarla karşı karşıya bırakıldığını dile getiren Eğitim Sen Bandırma Baş Temsilcisi Erdal Doğru, eğitimin temel sorunlarına yönelik çözümsüzlük politikalarının 2022/’23 eğitim öğretim yılının ilk yarısında artarak sürdürüldüğünü söyledi. Doğru; “Siyasi iktidarın eğitim alanında, uzun süredir kendi siyasal-ideolojik hedefleri doğrultusunda attığı adımlar, erken çocukluk eğitiminden (okul öncesi) başlayarak çeşitli vakıf ve derneklerle iş birliği halinde hayata geçirilen ‘dini eğitim’ merkezli uygulamalar, başta öğrenciler olmak üzere, öğretmenler, eğitim emekçileri ve velileri doğrudan etkilemeyi sürdürmektedir. Siyasi iktidar ve MEB’in bilimsel eğitim anlayışını dışlayarak hayata geçirdiği uygulamalar eğitimin niteliğinde yaşanan gerilemeyi hızlandırmıştır.” dedi.

“EĞİTİM VAZGEÇİLEMEZ KAMUSAL BİR HAKTIR”

Türkiye’deki eğitim sisteminin toplumsal cinsiyet eşitliğinden oldukça uzakta ve giderek dinsel içerik kazanan egemen ideolojinin yoğun baskısı ve denetimi altında kaldığını ifade eden Doğru; “Karma eğitimi hedef alan uygulamalar okul yönetimleri eliyle hayata geçirilirken, il ve ilçe milli eğitim müdürlüklerinin sendikamızın ve kamuoyunun tepki göstermesinin ardından gönülsüzce harekete geçmesi dikkat çekicidir. Ülkedeki etnik, dilsel, kültürel çeşitlilik ve inanç çeşitliliği, eğitim programlarında ve ders kitaplarında neredeyse hiç yansıtılmamaktadır. Türkiye’de çeşitli nedenlerle eğitime erişimde, kız çocukları, mülteci çocuklar, anadili farklı olan çocuklar, engelli çocuklar ve geçici koruma altındaki çocukların dezavantajları günden güne artarak devam etmektedir. Eğitim, herkese eşit koşullarda sunulması gereken temel bir insan hakkı, aynı zamanda devredilemez ve vazgeçilemez kamusal bir haktır.” şeklinde konuştu.

“EŞİT İŞE EŞİT ÜCRET”

Kamusal eğitimden uzaklaşmanın iki temel sonucu bulunduğunu açıklayan Eğitim Sen Baş Temsilcisi Doğru; “Birincisi, devlet okulu ve özel okullar arasındaki ayrımı, eşitsizliklere yol açacak biçimde derinleştirmektir. İkincisi ise kamusal eğitimin tasfiyesi devlet okullarını da ayrıştırarak zenginle yoksula ayrı ayrı ‘devlet okulu’, hatta aynı devlet okulu içinde gelir durumuna ya da başarı düzeyine göre farklı sınıflar/şubeler oluşturulmasının önü açılmıştır. Piyasacı eğitim sistemi, yaşamın her düzeyinde rekabeti, hizmetin bedelini ödemeyi, öğrenci ve velilerin ‘müşteri’ haline getirilmesini hedeflemiş, toplumdaki sınıfsal eşitsizlikleri daha da belirgin hale getirmiştir. Başta öğrencilerimiz olmak üzere btün eğitim emekçilerine iyi tatiller dileriz. Herkesin eğitim hakkından eşit faydalanabildiği laik, bilimsel, demokratik, anadilde, kamusal eğitime ve ‘’eşit işe eşit ücret’’ ilkesinin hayata geçirildiği eğitim emekçilerinin ayrıştırılmadığı bir eğitim öğretim yılı dileriz.” diye konuştu.

Haber: Nur Uysun

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir