“Millet İttifakı”nın hazırladığı “Ortak Mutabakat Metni”nin “Hukuk, Adalet ve Yargı” bölümünde, mahkeme salonlarında savcıların, yargıçların yanında, üstte; avukatların ise savcılardan aşağıda yer almasına son verileceği de belirtiliyor.
Konu hakkında bilgisine başvurduğumuz, mesleklerinde iz bırakan avukatlar ve Bandırma’da görev yapan avukatlar, altı partiden oluşan “Millet İttifakı”nın bu düşüncesine katıldıklarını açıkladılar.
İşte avukatların düşünceleri:
FİKRET İLKİZ: “Bu uygulama yıllar önce başlatılmalıydı. Bırakın, savcılarla avukatların duruşma salonlarında, oturdukları yerler açısından bu eşitsizliğini, savcıların binaları bile ayrı olmalıdır. Bu arada Hakimler Savcılar Kurulu’nun(HSK), hakimler ve savcılar için ayrılması da yerinde olur. Yargı bağımsızlığı için bu uygulamalar zorunludur.”
RUŞEN GÜLTEKİN: “Yargı, üç sacayağından oluşur: İddia, savunma, karar. Yargıç, devlet adına karar verir. Savcı ise topladığı delillerle iddia eden makamdır. Avukatlar ise kişilerin haklarını savunurlar. Yani savcılar, yargıda avukatlardan üstün değillerdir. Buna paralel olarak da duruşma salonunda eşit düzeyde oturmalıdırlar. Bugüne kadar buna uyulmamasına biz ‘Marangoz Hatası’ diyoruz. Anayasa Mahkemesi, bu uygulamaya son vererek, savcı ve avukatları eşit düzeyde oturtma uygulamasına geçti. Bireyi yüceltmesi gereken toplumlar, savcı ve avukatlara aynı değeri vermelidir.”
SEDAT GÜNAY: “Savcı, devleti temsil eder. Avukatlar ise kişileri. Bu nedenle tabii ki, duruşma salonunda her ikisinin de aynı düzeyde bulunmaları gerekir.”
SEZGİN DOĞANEL: “Yabancı filmlerdeki yargılama sahnelerini görüyorsunuz. Savcı ile avukat, aynı düzeyde bulunuyor. Doğrusu da budur. Hatta daha ileri gideyim. Davalarla ilgili olarak birbirlerinden etkilenmemeleri için savcılar ve yargıçların binaları bile ayrı olmalıdır. Biz, adalet kanununu Avrupa’dan aldık ama ne yazık ki hukuku ülkemize getiremedik. Son yıllarda, ülkemizde çok sayıda AKP’li avukat, yargıç ve savcı yapıldı. Bunların çoğu gerekli deneyime ve bilgiye sahip değil. Tabii yalnız yargıda değil, ne yazık ki ülkemizin birçok kurumunun başına liyakatsiz yöneticiler getirildi.”
SÜLEYMAN EREN: “Avukatların yıllardan beri bu konuda serzenişleri vardır. Savcı, kamuyu temsil ederken, biz ise bireylerin savunmalarını üstleniriz. Yani savcı ve avukat, aynı görevi üstlenirler. Bu nedenle de duruşma salonlarında, eşit düzeyde oturmalıdırlar. Biz avukatlar, halen yargıcın yanında, bizden 1,5 metre yükseklikte oturan savcıya bakıyoruz. Bu durum düzeltilmeli. Kürsüler düz olmalı.”
NAMIK HAVUTÇA: “Anayasamıza göre, ceza yargılamaları iddia, savunma ve karar ayaklarından oluşur. Evrensel hukuk gereğince savcı iddia, yargıç ise karar makamıdır. Avukatlar ise savunma makamını temsil eder. Bu nedenle savcılar ve avukatlar, duruşma salonunda, eşit konumda yer almalıdırlar. Avrupa ülkelerinde buna özenle uyulmaktadır. Türkiye’nin, Avrupa Birliği ilerleme raporlarında, buna uymamamız nedeniyle sık sık eleştiriler de getirilmektedir. Bu durumun geç de olsa düzeltilmesi gerekir.”
RAMAZAN ŞENOL: “Savcı ile avukatlar, mahkeme salonunda mutlaka aynı düzeyde bulunmalı. Çünkü avukatlar gibi savcılar da taraftır. Yargıçlar, zaman zaman kendi aralarında mütalaa yapmak için duruşmaya ara verdiklerinde, avukatları dışarıya çıkarıyorlar. Ancak savcı dışarı çıkmıyor. Bu uygulama da doğru değildir. Mütalaa sırasında savcının da duruşma salonunda bulunmaması gerekir.”
ZAFER EVREN: “Yargıçlar, karar verdiklerinden, tabii ki yüksekte otururlar. Bu doğaldır. Ancak iddia makamı olan savcının, yargıcın yanında, avukatlardan yüksekte oturması doğru değildir. Bu durum, savcıların, kendilerini avukatlardan yukarıda görmesine yol açmaktadır. Savcılar, avukatlardan yüksek bir konumda değildir. Yıllardır bunun yanlışlığını dile getiriyoruz. Geç de olsa artık bu uygulamaya son verilmeli.”
Haber: Önder Balıkçı