VEKİL ADAYLARI NE YAPACAK?

Haberi sosyal medyada paylaşın!

CAN EMRE

Seçimler yaklaştıkça Milletvekili aday adayları, adaylıklarını açıklamaya başladılar birer birer. Özellikle yerel de siyaset yapanlar, çalıştıkları ya da gönül verdikleri partileri ile yolculuğa başlamak için Genel Merkez tarafından listelerin açıklanmasını bekliyorlar. Yine bu anlamda, adaylarının listelerde kendilerine yer bulmaları ya da seçilebilecekleri sırada bulunmaları, tamamen Genel Merkezlerinin inisiyatifinde! Tek karar verici orası. Hatta partilerinin Genel Başkanları.

Bu gün tüm partilerde, tek adam sistemi hakim. Liderler listelere kimi yazarlarsa, onlar seçilebiliyor ya da konuşabiliyorlar? Bu merkeziyetçi karar verme mekanizması da kapalı, tutucu hatta sıkı politika adeta faşizm gibi bir sistemin içinde, birey olarak mücadele etmeyi zorlaştırıyor.

Partisel anlamda yine parti içinde, tek adam sisteminin hakim olduğu bir yerde özgür olmak, demokrasiden bahsetmek abesle iştigal. Bireylerin demokrasisi yok hükmünde. Sadece Genel Başkanın kararları, parti içinde hakim. Ve sonra bunlar yapılacak seçimler için ‘Demokrasi kazanacak’ diyorlar. Nasıl bir demokrasiyse?

Bugün seçim startı verilen siyaset arenasında, Vekil adaylarının verdikleri mesajları görünce hepimiz şaşırıyoruz! Hatta şaşırmamak imkansız! Neden? Listelere girmek, kendilerine yer bulmak ve Mecliste çalışmaya başlamak, seçim öncesi ve sonrası partilerin Genel Başkanlarının iki dudağı arasında ve inisiyatifinde. Ama Vekil adaylarından öyle özgürlükçü, partilerinden bağımsız açıklama ve icraat programlarına şahit olurken, bu söylemlerin gerçeklerden uzak olduğunu görmek üzücü.

Yerel siyasetten ulusal anlamdaki siyasete geçişte, Belediye Meclisinde görev yapanlar; yaşadığı şehre değer katmamış, yaşadığı şehre bi haber ve yaşadığı şehri ve sorunlarını çözmeden, Milletvekili adaylıkları için söylediklerileri aslına tam bir oksimoron.

Bu gün şehrine, somut anlamda değer vermemiş, katamamış sadece Belediye Meclislerinde, olumlu ya da olumsuz el kaldırmaktan başka özelliği olmayanların, ulusal siyasette nasıl etkili olacaklar merak ediyorum? Bu da ayrı bir sorun!

Gerek kendi şehrinde, gerekse Büyükşehirde, yaşadıkları şehir için değil, kendi parti çıkarları için el kaldıranları gördükten sonra vaatleri ve söylemleri karşısında gece-gündüz kadar farkın olduğunu görmek ise çok üzücü.
Kendi şehrini savunmayıp, Meclise gidince şöyle yapacağım, böyle yapacağım, şunun sesi, bunun sesi olacağım demek ütopik bir söylem. Bu günkü konjonktür de, ancak siz Genel Başkanınızın sesi olabilirsiniz. Gerisi boş, inandırıcı değil.

Hele bu günkü sistemde, Meclisin ve vekillerin nasıl etkisiz kaldıklarını görmek üzücü ise parti içlerinde olmayan demokrasiyi görmekte, üzücü. Sorgulanması gerekende bu. Olmayan demokrasi.

Sadece şehir anlamında değil, ülke anlamında da olmayan demokrasi bugün parti içinde de yoksa, biz sandığa giderek özgür irademiz ile oy verdiğimizi zannediyorsak, tüm yanılgı da burada. Genel başkanların seçtikleri vekilleri seçmek ne kadar demokrasi ise? Demokrasi de bizde, tek adamların iki dudağı arasında kalan bir söylem.

Siz bu süreçte şunu söyleyin. ‘Parti Genel Başkanıma bağlı ve ona sadığım.’

Bu kadar!

Gerisi yalan!

Özgür iradenin olmadığı yerde demokrasi hiç bir zaman olmaz. Aynen ülkede olmadığı gibi.
Buna bugün yerel siyasetten, ulusal siyasete geçerek siyaset yapmak için olanlarda, adaylarda dahil.

Halk sandığa gidip seçiyor. Ama Genel Başkanların belirlediği ve listelere koyduğu isimleri seçiyor. Sonra bunun adı da demokrasi oluyor. Ne demişlerdi; ‘Tıpış tıpış gidip oy vereceksiniz.” Olay bu. Vekil adaylarının durumu bu! Siyasetin durumu bu! Demokrasi aslında ekmek askıda kampanyası gibi demokraside askıda.

Ortalık toz duman. Adaylar, vaatler, partiler liste derdinde iken hak eden, liyakatli, nitelikli, kaliteli insanlar ise kadro dışı.
Siyaset böyle. Hak eden hak ettiği yerde değil.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir