Oğuzhan Özcan
Kısa ve öz:
Sırf biyolojik koşullar sana baba denmesini gerektiriyor diye sen baba olamazsın arkadaş; hiç kusura bakma!
Baba olmak apayrı bir şey. Her önüne gelen baba olamaz. Ve, şunu da üstüne basa basa yinelemek istiyorum: biyolojik bağ “baba” olmak için yetmez.
Baba sıfatı bir emeğin karşılığıdır.
Baba sıfatı bir mücadelenin karşılığıdır.
Baba sıfatı koşulsuz sevginin, koşulsuz vicdanın ve koşulsuz bir yüreğin karşılığıdır…
Baba sıfatı hak edilir…
Sadece bir güne ait olamaz “baba” sözcüğü. Çünkü baba olmak bir günle sınırlı olmaz!
Aslında “baba” olan tek bir güne bağlı olmayı da istemez zaten; ama, bir anlamda da o günü karne günü gibi düşünür içten içe: Der ki “Bugün karnemi alıyorum; ne kadar hak ettiysem ne kadar layık olduysam işte onu göreceğim bugün.”.
Sonuçta erkek diye taş vicdanlı ya da taş yürekli değildir baba.
Evet bir şey beklemez; bu doğru – ya da en azından gerçekten “baba” olmaya çalışanlar beklemez. Ama merak eder, o sıfatı hak edip etmediğini. O gün nefes alma günüdür; biraz dinlenmek adına. O nedenle merak eder layık olup olmadığını.
İşte o gün eline alır karnesini ve görür, “baba”lıktan sınıfta kalıp kalmadığını…
İçten bir sarılmayla dünyanın en mutlu adamı olan babaların babalar günü kutlu olsun.
Evladıyla paylaştığı birkaç dakika ile dünyanın en mutlu adamı olan babaların babalar günü kutlu olsun.
Evladının sözlerinde ve gözlerinde ışıl ışıl samimiyet gördüğünde dünyanın en mutlu adamı olan babaların babalar günü kutlu olsun.
Kısa ve öz:
“Baba”lıktan sınıfta kalmayan ve bu sıfatı hak edebilen babaların babalar günü kutlu olsun…