Depremden etkilenen çocuklara doğru yaklaşım nasıl olmalı?

Haberi sosyal medyada paylaşın!

Psikolog Serra Ayaz Binay, ülkemizde yaşanan büyük deprem felaketinin çocukların üzerindeki psikolojik etkilerine dikkat çekti.

Kahramanmaraş’ta meydana gelen 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki depremler, depremi yaşayan her insanı olduğu gibi, çocukları da derinden etkiledi. Psikolog Serra Ayaz Binay, depremde ailesini ya da bazı aile üyelerini kaybetmiş çocukların deprem sonrasında yas tutma süreçleri, ölümü algılama ve deprem sonrasında normal hayatlarına dönmeleri konularında bilgi verdi. Binay, olay sonrasında çocuklar da anne ve babalarının tepkileri ile benzer tepkiler verebileceğini söyleyerek “Genellikle çocuklarda; uykusuzluk, donakalma, regresyon (gerileme), içe kapanma veya hiçbir şey olmamış gibi davranma (inkar) gibi semptomlar görülebilir. Bunlar, bilinçli tepkiler olmamakla birlikte süresi ve sıklığı arttığında uzmanlar tarafından takip edilmesi gereken durumlardır.” dedi.

“HİSSEDİLEN TEMEL DUYGU KORKUDUR”

Deprem yaşayan çocukların pek çok duyguyu bir arada yaşayabileceğini belirten Binay, “Hissedilen temel duygu korkudur. Çocuklar depremi yaşamalarının yanısıra anne ve babalarının o andaki tepkilerine şahit olmuşlar ve onlardaki korkuyu da görmüşlerdir. Daha sonra ise bu duyguya üzüntü eşlik edebilir. Çünkü bu çocuklar, muhtemelen evlerini ve oyuncaklarını geride bırakmışlar veya kaybetmişlerdir. Deprem sonrasında da eski rutinlerini, eşyalarını arayacaklardır. Bununla birlikte ise süreci yetişkinlerden daha kolay atlatabilmelerini sağlayacak olan “oyun” gibi bir iyileşme aracı kendilerinde mevcuttur. Gerekli ortam ve materyaller sağlandığında süreci atlatmaları kolaylaşacaktır.” dedi.

“ÇOCUKLAR DA YAŞLARI KAÇ OLURSA OLSUN ACIYI VE YAS SÜRECİNİ YAŞAYABİLMELİDİR”

Çocukların ölümü nasıl algıladığı konusuna değinen Binay, algılama kapasitesinin yaşlara göre değişebildiğini ifade etti. Binay, 11 yaşından küçük çocukların soyut bir kavram olan ölümü algılayamayacağının bilgisini vererek “Onlar için ölüm, birinin gidip bir daha gelmemesinden ibarettir. Burada dikkat edilecek husus, çocuğa gereğinden fazla bilgi verilmemesi (o şimdi toprağın altında, solucanlar onu yiyor, ruhu çıktı vs.) ve çocuğun yas sürecinin dışına itilerek acıdan korunmaya çalışılmamasıdır. Çocuklar da yaşları kaç olursa olsun aynı yetişkinler gibi acıyı ve yas sürecini yaşayabilmelidir. Bu doğal bir süreçtir. Ölüm, çocuktan gizlenmemeli ve çocuk törenlere katılmak isterse yaşı ile orantılı olarak katılmasına izin verilmelidir.” diye konuştu.

“RUTİNLER OLUŞTURARAK YENİ BİR ORTAMA ADAPTE OLMA SÜRECİ KISALABİLİR”

Bandırma’ya gelen depremzede çocukların yeni bir ortama uyum sağlama konusunda davranışlarını gözlemleyen Binay, “Çocuklar rutinleri sever. Elbette belli düzeyde uyum sıkıntıları yaşayacaklardır. Ama bazı önlemlerle bunu minimalize etmek mümkündür. Burada çocuğun ailesinin kendi gündelik yaşamlarını normalleştirme tepkileri çocuğu olumlu yönde etkileyecektir.” dedi. Deprem sonraki süreçte eski rutinlere benzer rutinler oluşturulması ve her yeni benzersizliğe hazırlanılması gerektiğinin önlemle altını çizen Binay, “Çocuk ve ailesi hazırlıksız şekilde şehrimize gelmiş olabilirler. Rutin oluşturmanın en başında çocuğa bundan sonraki süreç net ve anlayacağı bir şekilde anlatılmalı, sonrasında ise çocuğun okula devam etmesi, geldikleri yerde kursa gidiyorsa burada da kursa başlaması, hobileri varsa burada da hobilerini devam ettirmesi uygun olacaktır.” dedi.

“OKULLARDA DOĞRU BİR YAKLAŞIM ÇOK ÖNEMLİ”

Okullarda depremzede çocuklara nasıl yaklaşılması gerektiği konusunda bilgi veren Binay, “Öncelikle bu duruma akranlar gözünden bakarsak; çocuklar, sınıflarına gelen yeni arkadaşlarına önyargı olmaksızın daha kabul edici yaklaşırlar. Fakat çocuklar, ailelerinin ve öğretmenlerinin yaklaşımına göre şekil alacağından ailelerin ve öğretmenlerin doğru bir şekilde yaklaşması önemlidir.” dedi. Binay, şefkatli ve kapsayıcı bir yaklaşımla çocuğa kendini ve arkadaşlarını tanıtmak, konuşmak istemediğinde ısrar etmemek, etkinliklere katılması için zorlamamak, onun duygularını yansıtmak, yaşları küçük ise hareket alanı ve oyun zamanı tanımanın depremi yaşamış çocuklar için yeterli olacağını da ekledi.

“ENKAZDAN ÇIKARILAN ÇOCUKLARIN MEDYADAKİ GÖRÜNTÜLERİ TRAVMA TETİKLEYEBİLİR”

Enkazdan çıkarılan çocukların gelecekte yaşayabileceği psikolojik durumlar hakkında konuşan Binay, enkazdan çıkarılan çocuklar için alınması gereken en önemli tedbirin gizlilik olduğunun altını çizdi. Binay, medyaya yansıyan görüntülerin ileride travma tetikleyici bir durum olabileceğini söyleyerek “Maalesef ekranlara çok fazla fotoğraf yansıdı. Bu çocuklar gelecekte büyüyecekler ve bu fotoğrafların karşılarına çıkması kendileri için oldukça incitici ve tetikleyici bir durum. Enkaz altında kalan bireyler zaten sonraki süreçte pek çok şeyden tetikleneceklerdir. Travmatik olayın gerçekleştiği yaşa göre bu durum değişse de; psikomotor kayıplar, ses – koku kayıpları, flashbackler, inkar davranışları, donakalmalar, regresyon, performans düşüşleri, psikosomatik sorunlar, akademik başarısızlık, duygulanımda tutarsızlık, davranış sorunları, yeni durumlardan, kişilerden, seslerden ve bazı objelerden korkular görülebilir.” diye konuştu.

“ÇOCUKLARA DEPREM SOMUT BİR ŞEKİLDE ANLATILMALI”

Deprem bölgesinde olmayıp deprem haberlerine ve görüntülerine maruz kalan çocuklara yaklaşım konusunu değerlendiren Binay, yaşanan olayı görmezden gelmeyi kastetmeden, çocukların ve hatta yetişkinlerin ikincil travma yaşamamaları için deprem içeriklerinden, görsellerinden uzak durması, rutinlerini devam ettirmesi daha doğru olacağını söyledi. Binay, yaşanan olayların çocukların yanında konuşulmaması deprem korkusunun onlara yansıtılmamasının doğru bir adım olacağını belirterek şu şekilde konuştu:

Çocuklar hayata ebeveynlerinin gözünden bakar. Şu an herkesin deprem konusunda teyakkuza geçmiş olduğunu görmekteyiz ve bu çocuklara da yansımış durumda. Eğer çocuklar içeriğe maruz kalmışlarsa onlara somut bir şekilde anlatmak en sağlıklısı olacaktır. Öncellikle çocuklar neye maruz kalmış ve deprem hakkında neler biliyor onu kendilerinden öğrenmeliyiz. Sonrasında legolar veya ahşap bloklarla göstererek onlara depremin ne olduğunu anlatmalıyız. Enkaz ve ölüm gibi diğer kavramlardan bahsetmeliyiz. Merak ettikleri soruları cevaplamalıyız. Yine büyük depremlerin çok sık olmadığını söylemek, onlara evlerimizin güvenliğinden bahsetmek doğru adımlar olacaktır. Son olarak metaforik öykü ve hikayeler ile çocukların desteklenmesi yeterli olacaktır.

Haber: Belit Pektezel

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir